BU TEĞMEN BOZUK SİSTEMİN ÜRÜNÜDÜR

17 Ağustos 2009’da Elazığ’da şehit düşen 4 askerin komutanları tarafından cezalandırılırken öldüğü iddiasıyla ilgili suçlanan teğmenin tutuklandığı bildirildi.

Taraf Gazetesi’nin ortaya attığı iddiaya göre, mevzide uyuyan askerler komutanları tarafından cezalandırılırken hayatlarını kaybetti. Bu habere şu ana kadar Genelkurmay’dan bir açıklama gelmedi.

Daha önce açıklandığı gibi kaza sonucu değil kanunsuz bir emir sonucu cezalandırılmak istenirken şehit olan 4 erle ilgili iddialar gündeme bomba gibi düştü.

‘Açık Toplum’u algılayamamak
Olayın bir boyutu usulle ilgili. Askeri bürokratlar suskun duruyorlar, eski alışkanlık devam ediyor. Olayları örtbas ederek kontrollerinin devam edeceğini zannediyorlar.

Açık Toplum’u algılayamamış komutanlar TSK’yı zan altında tuttuklarını ve TSK’yı yıprattıklarını göremiyorlar. Bir gazeteci gerçek bilgiye rahatlıkla ulaştı.

Artık TSK’da olan her olaya kuşku ile yaklaşmak durumunda kalacağız ve toplumun TSK’ya güveni olumsuz etkilendi. “Çocuklarımızı bu komutanlara nasıl emanet edeceğiz” diye düşünen aileler haklılar.

Eğer konu basına yansımasa olay eğitim zayiatı diye kapatılacak mıydı? sorusu kafalarda canlandı.

Eğitim zayiatı değil dört ocağa ateş düşme olgusu
Olayın diğer boyutu ‘Fırsat eğitimi’ kavramı. İddialara göre teğmen ifadesinde “Fırsat eğitimi esnasında kaza ile öldüler” şeklinde vermiş.

Fırsat eğitimi, eğitimde yüksek sorumluluk taşıyan yöneticilerin kalite standardı için teşvik ettikleri bir uygulamadır.
Sırada beklerken, nöbet tutarken serbest zamanlarda verilen kısa emirlerdir. “Düşman bu taraftan gelse ne yaparsın, deprem olursa ne yaparsın” gibi. Bilgi tazelemek, tecrübe kazanmak ve hızlı kazar vermek için faydalıdır.
Fakat 45 dakika pimi çekilmiş el bombası ile yapılan eğitime “eğitim” denmez firavunluk denilir. Fırsat eğitimi ile ilgili böyle bir prosedür ve standart olamaz.

Sorunlu ‘Liderlik’ eğitimi
Harb Okulları’nda en önemli verilen dersler liderlik eğitimi ile ilgilidir.
Liderlik eğitiminde eski anlayış ‘Karizmatik Liderlik’ anlayışı idi. Bu eğitimde her Harbiyeli kendisini küçük bir Atatürk olarak görmek zorunda idi.

Bu anlayışın hedeflediği yüksek özgüven, risk alma, kendini dava için feda etme, baskın olma ihtiyacı, yüksek ikna ve etkileme gücü, vatanseverlik davası için yüksek maliyete katlanma ve sadakatin yüceltilmesi sakıncaları da getiriyordu. Ancak özel şartlarda savaş gibi durumlarda kullanılacak ve gerekli bu özelliklerin genelleme yapılarak barışta da kullanılması sakınca doğuruyordu.

Bunun için bütün dünya ordularında olduğu gibi ‘Bilimsel Liderlik’e geçiş yapıldı. Hilmi Özkök paşa döneminde Hollanda Genelkurmayı ile ortak akademik bir çalışma başlatılmıştı.

Karizmatik liderlik itaat ve sadakati yüceltmeye öncelik verdiği için yönetilenlerde yetersizlik, korku, suçluluk, pişmanlık, tatminsizlik, sorumluluktan kaçma duyguları uyandırıyor ve yaşatıyordu. Bu duygularla ‘iç mücadele’ çoğu zaman radikallik doğuruyordu.

Bu teğmen bozuk sistemin ürünüdür
Bilimsel Liderlik stratejik ve bağımsız düşünmeyi, araştırma özgürlüğünü, özgüven ve girişimciliği, gerçekçiliği, uygulamacılığı, pragmatik olmayı amaçlar. Liderliğin bireysel değil kurumsal olmasını hedefler.
Mamafih Kurtuluş Savaşında büyük Atatürk’ün karizmatik liderliği daha sonra pragmatik değişime uğramıştır. O dönemin büyük eğitim düşünürü John Dewey’i Türkiye’ye davet etmesi bunu göstergesi idi.

Bugün bakıyoruz Harb Okullarına tabulara dayalı, dogmatik, sadakati yücelten eğitim devam ediyor. Yüksek özgüven sahibi insan yetiştirirken çılgınca fırsat eğitimi adı altında katliam yapıp ‘eğitim zayiatı’ diyen subay tipi yetişiyor.
İnsanın aklına 28 Şubat döneminde 40 Milyar doları batıran, yönetim kurullarında orgenerallerin olduğu bankaların sonuçta ‘görev zararı’ diyerek dosyaları kapatmaları geliyor.

Artık açık toplum var şeffaflıktan başka yol yok, bilimin rehberliği sözde değil özde olmalı ve komutanlar özeleştiri yapmalılar.

Yoksa böyle fabrikadan böyle malzeme çıkar.

Prof. Dr. Nevzat TARHAN / HABER 7
ntarhan@gmail.com

About ahmetturkan

Araştırmacı-Yazar-Ekonomist-Blogger
Bu yazı HABER-MEDYA, HAYATA DAİR içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s